2009 yılında sinemalarda gösterime girmiş olan bu film gerçek olaylardan esinlenerek yapılmıştır.
Fransız yapımı olan filmde, 2.Paylaşım Savaşı sırasında Nazilere karşı göçmen işçilerden oluşan bir partizan grubunun askeri komutanı olan Ermeni Şair Missak Manuchian’ın Alman işgali altındaki Fransa’da Faşist işgalci Alman askerlerine karşı grubunun yaptığı direniş mücadelelerini konu alıyor.
1940-44 arasında Nazi işgali altındaki Fransa’daki İspanyol, İtalyan, Macar, Polonyalı, Rumen ve Yahudi göçmenlerinin oluşturduğu direniş hücresinin mücadelesini Louis Aragon (1897-1982) “Kızıl Afiş” adıyla şiirleştirmiş, Léo Ferré (1916-1993) aynı adla şarkılaştırmış ve bir başka Fransız yönetmen, belgeselci Frank Cassenti de yine “Kızıl Afiş” adıyla 1975’te sinemaya uyarlamıştı. Robert Guédiguian Fransız makamlarının çoğu zaman sessizce geçiştirmeğe çalıştığı bu direniş öyküsünü yeniden çekmiş. Manouchian’ın harekete katılışı, çevresindeki genç komünist ve anarşist göçmenlerin özverisi, ihanetler, bir dizi eylem ve suikast, son olarak da yakalanmaları ve idamları ekrana yansıtılmış.
Filmde ayrıca Missak Manucihan’ın öldürme karşısındaki tavrı ve bu tavrın mücadele içerisinde nasıl zıttına dönüştüğüde anlatılmakta. Herkes değişebilir herkes dönüşebilir. İyi kötüye kötü iyiye, filmde işbirlikçiliği, işkencede direnmek veya işbirlikçiliğine gitmek, tutsaklar arasındaki paylaşım ve örgütlenme, mücadeleye olan inanç ve vatan sevgiside işlenmiştir.